23 Ekim 2010 Cumartesi

Kings of Leon - The End For Sunday

He swears he's gonna give it up
It's never gonna be enough



THE END from MANDERSSON ENTERTAINMENT on Vimeo.

Spice Up....RED

Yeni Trend: Marka avcılığı

Eski bir satın almacı olan Ceylan Onay, yeni kurduğu şirketiyle yurtdışındaki niş markaları Türkiye'ye getiriyor

C-79, bir marka acentası (www.c-79.com). Kurucusu Ceylan Onay ise bir marka avcısı. İşi, Türkiye'de olmayan markaları getirip, buradaki satış noktalarıyla buluşturmak. Daha sonra da bu markalara bir nevi danışmanlık hizmeti sunuyor. Örneğin Danimarkalı tasarımcı Nanna Soebirk'in yükselen markası Kokoon'u keşfediyor. Onlarla iletişime geçiyor ve en uygun satış noktasının Bilstore olabileceğine karar veriyor. Daha sonra gidip Bilstore yetkilileriyle görüşüyor ve kabul ederlerse marka, orada satılmaya başlıyor. Onay'ın yaptığı bir nevi niş satın almacılık aslında. Zaten yedi yıllık bir satın alma deneyiminin ardından kendi işini kurmaya karar vermiş. Floransa'daki Polimoda'da aldığı moda yönetimi eğitiminin ardından iki yıl boyunca İtalya Guess'te çalışmış Onay. Ardından Türkiye'ye dönüp sırasıyla 'okulum' dediği Beymen, Harvey Nichols, Naked ve Vakkorama'ların satın almasını yapmış. Kadın koleksiyonlarından erkeğe, çocuktan spora kadar çok çeşitli departmanlarda uzmanlaşmış. C-79 da zaten bunca yıllık birikiminin bir ürünü. "Mağazaların kendi satın almacılarının üzerinde çok büyük yük var. Fuar fuar geziyor, showroom'larda saatler harcıyorlar. Yeni markalar keşfetmeye, araştırıp takip etmeye zamanları kalmıyor. Ben de işte o noktada devreye giriyorum," diyor Onay: "Müşterilerin ihtiyaçlarını görüp eksikleri kapamaya çalışıyorum."

YENİ MARKALAR ARAYIŞI İÇİNDEYİZ
C-79 Türkiye için yeni olsa da, marka acentaları Avrupa ve Amerika'da giderek yaygınlaşıyor. Sebebi ise markaların 'haddinden fazla' ulaşılabilirliği ve modaseverlerin farklılaşma isteği. Onay, insanların yeni markalar arayışında olduğunu anlatıyor: "Eskiden markalara ulaşmak çok zordu. Bir Prada ayakkabı giymek çok şeyin göstergesiydi. Oysa şimdi Prada ayakkabıyı indirimde çok daha ucuza da bulabiliyoruz, taksit de yaptırabiliyoruz, gidip ikinci elini de alabiliyoruz. O yüzden insanlar o logoların dışına çıkmak istiyor artık. Araştırmak, yeni ve farklı ürünlere, markalara ulaşmak istiyorlar. Zevk sahibi olduklarını göstermeyi tercih ediyorlar." Türkiye'ye sokacağı markaları öncesinde sıkı bir takibe alan Onay, tarzıyla ayrışan, modaya uygun isimleri tercih ediyor. Genç ve dinamik markalar öncelikli tercihi. Tekstilde fonksiyonel ama tabii ki modaya uygun ürünleri tercih ediyor. Şirketi henüz oldukça yeni olmasına rağmen dört tane markayı Türkiye'ye sokmuş bile. Biri, yalnızca Bilstore mağazalarında satılan ve İskandinav tasarımının belirgin özelliklerini taşıyan giyim markası, Kokoon. Bilstore ve Beymen Blender'da satılan Archie Grand defterler de İskandinav menşeli. Esprili defterler MOMA'nın mağazasından Collette'e kadar birçok noktada satılıyor. Bir başka İskandinav tasarımı olan AIAIAI kulaklıklar da Onay'ın getirdiği markalardan. Kendi tasarımınızı yapmanızı sağlayan bu kulaklıklar Midnight Express ve Bilstore'larda satılıyor.



Satın almacı kendi zevkine değil, müşteriye göre tercih yapar


'Buyer'lar, yani satın almacılar, aslında modanın en kilit elemanları. Mağazalarda ne satılacağına karar verenler, eğer satışlar iyi gitmezse hesap vermek zorunda kalanlar, hep onlar. Yılın büyük bir bölümünü yurtdışındaki fuar ve moda haftalarında geçirip, showroomları gezip binlerce parçalık koleksiyonlardan, mağazalara en uygun ürünleri seçmeye çalışıyorlar. Bu arada da tabii ki kendi zevklerinden önce, müşterinin istek, beğeni ve zevklerini göz önünde bulundurmaları gerekiyor. Yedi yıl boyunca büyük mağazalar için 'buyer'lık yapan Onay, "Hiçbir zaman gardırobumuza göre satın alma yapmayız. Öncelikle satış tablolarına bakarız. Bu beğeni kadar matematiksel bir iş," diyor. Leopar desenini sevmediği halde Türkler sevdiği için leopar desenli bir koleksiyon gördüğünde sevindiğini anlatıyor. Onay, "Satın alma yaparken Türk insanının bedeninden tercih ettiği renklere, neyin hangi mağazada satılacağından fiyatına kadar dikkat edilmesi gereken çok fazla parametre var," diyor.


yaprak aras sahinbas

Innocence

22 Ekim 2010 Cuma

Faithless - Crazy English Summer For Sat

think that i am changin
but i am just the same




Faithless - Crazy English Summer
Yükleyen zimol-music. - Öne çıkan müzik videolarını izleyin.

Hakkında bilmek istediğiniz HER ŞEY

H&M (Hennes ve Mauritz), en az Volvo ve İKEA kadar İsveçli olup da, olduğu bilinmeyen bir dünya tekstil devi. Pek çok kişi Alman olduğunu sanıyor. Haksız da sayılmazlar, Almanya’da daha fazla mağazası var markanın. Ardından Fransa ve ancak ondan sonra İsveç geliyor. Herkesin ulaşabileceği fiyatlarla moda satıyor. Yurtdışına giden alışverişçilerin mutlaka uğradığı adreslerdendi. Korkarım bu ayrıcalıkları artık ellerinden alınıyor. Çünkü artık sağır sultanın bile kulağına gittiği üzere 38. ülke olarak Türkiye’ye geliyor. Bazılarına göre çok geç kalmış bir hareket bu. Ama H&M, İsveçli pek çok şirket gibi tedbirli ve temkinli davranmayı seviyor. İlk mağaza 6 Kasım’da İstanbul Forum İstanbul’da açılacak. 2 bin 300 metrekarelik mağazada 80 kişi çalışacak. Erkek, kadın ve çocuk gruplarında tüm koleksiyon gelecek. Açılışa 2 hafta kala, sayfayı bu ünlü markaya ayırdım. İsveç’teki merkez ofisten taze taze edinilen bilgilerle, H&M hakkında bilmek istediğiniz herşey...

KOLEKSİYON PİRAMİDİ

H&M koleksiyonları, moda üçgeni denen bir şeye göre hazırlanıyor. Beslenme piramidine benzeyen bir şey. Üçgenin en sivri ve küçük kısmı yüksek moda ürünlerine ayrılıyor. Bu grup, daha çok büyük şehirlerdeki mağazalarda, moda duyarlılığı yüksek kitlelere satılıyor. Yüksek moda ürünleri bir parça öncü oluyor, bir sonraki yıl “güncel moda” grubuna geçebiliyor. Üçgenin ortasında güncel moda var. O sezon herkesin almaya can attığı şeyler buluyorsunuz. En alt ve geniş grup ise modern klasiklerden oluşuyor; her zaman ihtiyacınız olacak giysilerin güncel tutulmuş halleri.

KEŞKE BENİM OLSA

Ev koleksiyonu gelmiyor

H&M Home, Şubat 2009’da çıktı. Sadece 5 ülkede bulunabiliyor. Bizde maalesef olmayacak. Banyo, mutfak, yatak odası ve oturma odasına yönelik ürünler var. Yani nevresimler, havlular, yastıklar, duş perdeleri, mutfak önlükleri, battaniyeler ve masa örtüleri.
Stockholm’deki mağazada gördüm koleksiyonu. Yer sıkıntısı nedeniyle tuhaf ve bizde tutmayacağına neredeyse emin olduğum bir mağazacılık denemesi yapmışlar. Katın ortasına, ürünler hakkında genel fikir verecek bir “yerleştirme” yapılmış. Her gruptan birer örnek kullanılmış. Ben gittim, “Bu ne biçim koleksiyon, iki parça ürün var” deyip çıktım. Bu agresif hamle sırasında duvarın birindeki küçük küçük resimler dikkatimi çekti ama üzerine varmadım. Meğer yer olmadığından, siz istediğiniz asıl ürünü duvardaki mıknatıslı resimden seçiyormuşsunuz. Veriyorsunuz resmi görevliye, ürünü depodan getiriyor.

Çocuk işçi yok

Markanın kendine ait fabrikası yok. Dünyanın dört bir yanında 700 kadar tedarikçiyle çalışıyorlar. Türkiye de bunlardan biri. Uzakdoğu ve Çin de tedarikçileri var ve insanın aklına hemen çocuk işçiler geliyor. Söylediklerine göre bu konuda son derece dikkatliler. Yılda 2 bin 500 denetleme yapıyorlar. Çin’de yaşadıkları en büyük sorunun fazla çalışma saatleri olduğunu söylüyorlar.

MODA OLAN HER ŞEY

Yeni sezon kadın koleksiyonunda, moda dünyasında öne çıkan her şeyden bir parça bulabiliyorsunuz. 1980’li yıllara ait klasik tüvit ve ipekler, kahverengi ve bej renk paleti, denim ya da romantik fırfırlar gibi pek çok seçenek var. Anne örgüsü gibi duran trikolar, bol balıkçı hırkalar, bedeni saran kadınsı bluzlar bulabilirsiniz.
Erkek koleksiyonunda klasikleri yeniden yorumlamışlar. Tüvit blazer ve üniforma ceketler var. Kalın trikolar daha bakarken bile insanın içini ısıtıyor.
Fakat itiraf saati. Sonbahar-Kış 2010 koleksiyonunu ben maalesef zayıf buldum. Genelde bir H&M mağazasından çıkmam en az bir saat sürer ve sırf yeni bir bavul almam gerekecek korkusuyla alışverişi bırakırım. Bu kez sadece birkaç parça ilgimi çekti, maalesef onların da bedeni yoktu.

Bu sezon Lanvin

H&M kendi tasarımcılarının yanı sıra, dünyaca ünlü tasarımcılarla işbirliği yapıyor. Bugüne kadar Matthew William, Stella Mccartney, Jimmy Choo, Sonia Rykiel ile çalıştılar. Bu sezon Lanvin ile işbirliği yapıyorlar ama henüz kimse koleksiyondan bir şey göremedi. Sır gibi saklanıyor. Bugüne kadar 2 tane de “celebrity collaboration” (şöhretlerle işbirliği) yaptılar. Bunlar Madonna ve Kylie Minogue idi.

İÇ ÇAMAŞIRLARI EFSANE

Erkek değilse de kadın iç çamaşırı konusunda son derece iyiler. Bir defa yaş aralığı geniş. Genç kızlar için eğlenceli tasarımların yanında seksi dantellilere kadar her şey var. Her şeyde olduğu gibi iç çamaşırında da fiyatlar makul ve fiyatla kıyaslandığında kalite gayet yüksek. Orijinal parça bulma olasılığı her zaman var.

hurriyet.com.tr

17 Ekim 2010 Pazar

Lüks Markalar İnternetle Barışıyor

Geçtiğimiz hafta yayınlanan Digital IQ raporuna göre lüks markalar internete, sosyal medyaya ve mobil uygulamalara artık daha sıcak bakıyor. Listenin bir numarası ise ayakkabı ve çanta markası Coach

Bu yılın 'it' ürünü bir çanta veya saat değildi. Lüks markaların çoğunun geliştirmek için uğraştığı, modaseverlerin de en çok ilgi gösterdiği şey, yenilikçi sosyal medya girişimleriydi. Geçtiğimiz yıl yüzde 8'lik kâr düşüşü yaşayan lüks markalar, bir şeyleri yanlış yapmakta olduklarını kısa sürede anladı. Burberry'nin 'The Art of the Trench' adlı trençkotlara dayalı sosyal ağı, Gucci'nin yeni sitesi ve Tiffany'nin nişan yüzüğü bulma programı gibi öncü girişimleriyle aldıkları tepkiler, lüks markalara yeni istikametlerini gösteriyordu aslında. Geçtiğimiz hafta yayımlanan Digital IQ adlı rapor ise, lüks markaların bu yeni girişimlerinin ne durumda olduğunu özetliyor, markalara performanslarına göre puanlar veriyordu. NYU Stern Üniversitesi profesörlerinden Scott Galloway'in kurduğu L2 adlı think tank grubunun ikinci raporu bu. İlki, 2009'da yayımlanmıştı. Bir yıl içinde markaların dijital dünyaya yaklaşımının hayli değiştiğini gözler önüne seren rapor, öncelikle bunu ekonomik krize ve internetle barışık olan yeni nesil tüketicilere bağlıyor.

YARIM MİLYONDAN FAZLA HAYRANI VAR

Digital IQ raporu, markaları; sitelerine (teknoloji, satış, müşteri ilişkileri, içerik vs.), dijital pazarlamasına (e-posta bilgilendirme sistemi, bloglarla ilişkileri vs.), sosyal medyada bulunduğu konuma (Facebook, Twitter ve Youtube'u verimli kullanma) ve mobil uygulamalarına (akıllı telefon uygulamaları, iPad uyumu vs.) göre değerlendiriyor. Buna göre de puanlar vererek 'dâhi', 'yetenekli', 'ortalama', 'sınırda' ve 'zayıf' olarak konumluyor. Bir önceki rapora göre çok şey değişmiş. Öncelikle, 'dâhi' sıfatını korumayı başarabilmiş, istikrarlı iki marka var yalnızca: Louis Vuitton ve Ralph Lauren. Diğer yeni 'dahi'ler ise Coach, Gucci, Hugo Boss, Burberry ve Dolce& Gabbana. Sitelerine yatırımlar yaparak, online satışa başlayarak, sosyal medyada büyüyerek, akıllı telefonlara yakın durarak bunu becerdiklerinin altı çiziliyor. Facebook'ta yer alan ilk 10 markanın, yarım milyonun üzerinde 'hayranı' var. 'Beğenilme' yüzdeleri ise bir yıl içinde yüzde 263 artmış. Yalnız bu lüks markalar internet kullanıcılarını hâlâ sitelerine yönlendirmeye önem veriyor. Bu yıl 'dahi' olarak isimlendirilen toplam yedi marka var. İlk sırayı, Poppy (gelincik) projesiyle bloggerlarla çalışıp sosyal medyasını alışverişe çeviren çanta ve aksesuar markası Coach alıyor. Ralph Lauren, çok beğenilen mobil uygulamasının yanı sıra alışverişe imkân tanıyan uygulaması sayesinde de dijital ortama yenilikler getiriyor ve ikinci sırada yer alıyor. Louis Vuitton da ikinci sırada. Kişiselleştirilebilen ürünleri, dijital kampanyaları ve sosyal medyasının etkinliği, puan kazandırmış. Gucci ise yeni sitesiyle ve hem defilesini, hem de kullanıcıların videolarını gerçek zamanlı olarak yayınladığı için üçüncü sırada. Hugo Boss, yeni iPad uygulamasının da etkisiyle, beşinci. Altıncı, Burberry. "İsmi artık dijital yeniliklerle beraber anılan markanın sosyal medyasından kuvvetli olan tek şey, halkla ilişkiler ekibi," deniyor. Dolce&Gabbana ise son 'dahi marka; mobil sitesi ve Youtube kanalıyla öne çıkıyor. Raporda, dahilerden sonra yer alan 'yetenekli' markalar ise şunlar: Giorgio Armani, Swarovski, Tiffany, Chanel, Oscar de la Renta, Diane von Furstenberg, Tory Burch, Calvin Klein, Michael Kors, Hermes, Jimmy Choo, Paul Smith, YSL, Marc Jacobs, Christian Louboutin. Dijital medyada potansiyelini iyi değerlendiremeyen 'zayıflar' arasında da şunlar var: Zac Posen, Tod's, De Beers, Chopard, Baccarat, Patek Philippe, Manolo Blahnik, Franck Muller. Dijital teknolojilerle ilişkisi olmayanlar, saat ve mücevher markaları. Rapordan anlaşılan, markaların internete eğilimi artmış. Online mecrada varlıkları bir yıl öncesine göre yüzde 24 daha fazla. Mobil uygulamalar ise tatmin edici değil. Markaların çoğunun iPhone ve bazılarının da iPad uygulaması bulunuyor. Gucci, bu konudaki en başarılı marka. Gucci'nin iPad programını tam 600 bin kişi indirmiş. Ama yine de iPad kılıfı yapmak için birbiriyle yarışan bu lüks markaların sadece beşi, mobil alışverişe imkân sağlıyor.

Foursquare'de en çok ziyaret edilen markalar

Louis Vuitton 4.947
Ralph Lauren 2.192
Marc Jacobs 1.824
Gucci 1.776
Hermes 1.488
Calvin Klein 1.411
Burberry 1.358
Giorgio Armani 1.217
Chanel 1.167
Prada 1.146

Facebook'ta ortalama aldıkları 'beğeni' sayısı
Gucci 8.573
Chanel 5.103
Burberry 4.945
Ralph Lauren 2.751
Coach 2.610
Dolce&Gabbana 2.497
Louis Vuitton 2.400
Giorgio Armani 1.633
Swarovski 1.580
Christian Louboitn 1.245

Facebook'ta en çok hayranı olan markalar

Burberry 1 milyon 496 bin
Chanel 1 milyon 420 bin
Gucci 1 milyon 351 bin
Louis Vuitton 1milyon 295 bin
Coach 977 bin
Ralph Lauren 967 bin
Dolce&Gabbana 914 bin
Prada 547 bin
Calvin Klein 546 bin
Swarovski 512 bin

İnternet sitesi trafiğini en çok artıranlar
Faberge
John Varvatos
Longines
Alexander McQueen
Christian Louboutin

Geçen yıla göre en kazanan markalar
Coach
Faberge
Burberry
YSL
Chanel

Geçen yıla göre en çok kaybedenler
Chopard
Rolex
Buccellati
Cartier
Patek Philippe

Twitter'da en çok takip edilen markalar
Coach 267 bin kişi
YSL 198 bin kişi
DKNY 157 bin kişi
Louis Vuitton 109 bin kişi
Diano von Furstenberg 95 bin kişi
Burberry 37 bin kişi
Marc Jacobs 37 bin kişi
Tory Burch 33 bin kişi
Calvin Klein 24 bin kişi
Dolce&Gabbana 23 bin kişi

yaprak aras sahinbas