20 Kasım 2010 Cumartesi

Hassiktirrrrrr

BİLEKLİKLİ ALIŞVERİŞ DÖNEMİ BAŞLIYOR 15 DAKİKADA SADECE BİR ÜRÜN

23 Kasım’da dünyayla aynı anda Forum İstanbul H&M mağazasında Lanvin for H&M koleksiyonu satışa çıkacak. Kuyruğa girecek moda severler için o güne özel olarak alışveriş merkezi 08.00’de, mağaza da 10.00’da kapılarını açacak. Koleksiyona yoğun ilgi nedeniyle, izdihamı önlemek için müşterilere 15 dakikayla sınırlı bir alışveriş imkanı tanınacak. Zaman ayarlı bileklikler olacak. Kuyruğa girenlere sırasına göre 16 ayrı renkteki bileklik takılacak. Örneğin ilk 20 kişiye mavi, ikinci 20 kişiye sarı, üçüncü 20 kişiye kırmızı gibi farklı renklerde bileklikler dağıtılacak. Müşteriler de bilekliklerdeki renkler sayesinde saat kaçta ürün alabileceğini bilecek. Bileklik sistemiyle alışveriş Türkiye’de ilk kez uygulanıyor.
Lanvin for H&M Kadın koleksiyonunda 30 giyim 15 de aksesuvar modeli var. Erkek koleksiyonundaysa 25 giyim, 10 aksesuvar yer alıyor. Koleksiyon mağaza içinde ayrı bir alanda satılacak. Her müşteri, her bir üründen sadece bir adet edinebilecek ama aynı elbisenin farklı rengini alabilecek. Kadın giyiminde bedenler 36-42, tişört bedenleri XS-L, ayakkabı numaralarıysa 36-40. Ayrıca ilk kez bir tasarımcı işbirliğinde Lanvin’e özel dört farklı renkte ruj da hazırlandı: Bordo, kırmızı, sıcak pembe ve gül rengi.

Cinematics - Love and Terror For Sunday



The Cinematics - Love And Terror
Yükleyen orchardmusic. - Video klipler, sanatçı röportajları, konserler ve çok daha fazlası.

Been a Bad Man, Need a Bad Woman to Take My Hand

Tony Ward For AUBIN & WILLS Christmas 2009 from all bout TONY Ward on Vimeo.

Tony Ward

Noah by Mariano Vivanco For D&G

16 Kasım 2010 Salı

.........

gazetelerde bu sabah bir fotoğraf var
cezaevinde bayram görüşmesi

15 Kasım 2010 Pazartesi

GQ Cover

72 mağaza ve 300 milyon dolara ulaştı Marks&Spencer Grubu’nun bir numarası oldu

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün Birleşik Krallık Kraliçesi Elizabeth’in elinden aldığı “Chatham House 2010 Ödülü” törenine katılmak üzere Vodafone’un davetiyle Londra’ya giderken uçakta Fiba Holding’in patronu, Özyeğin Üniversitesi’nin kurucusu Hüsnü Özyeğin’le karşılaştım:

- Marks&Spencer’la görüşmeye mi gidiyorsunuz?
- Marks&Spencer’in CEO’suyla buluşacağım. Ayrıca Cumhurbaşkanı Gül’e ödül törenine Citibank’ın davetlisi olarak katılacağım.
- Marks&Spencer’dan memnun musunuz?
- Çok memnunuz...
- Kaç mağazanız var?
- Aslında perakendede bayağı büyüdük. Marks&Spencer, GAP ve Banana Republic hep birlikte 100 mağazaya ulaştık.
Çantasına uzanıp bir zarf çıkardı, Marks&Spencer’la ilgili notlarına baktı:
- Marks&Spencer’ın dünyada toplam 300’ün biraz üzerinde mağazası var. Bunlardan 72’si bizim.
- O zaman ana şirketten sonra Marks&Spencer dünyasında en büyük sizsiniz değil mi?
- Öyle görünüyor. Bizden sonra gelenin 27 mağazası var. Biz sadece Rusya’da 26 mağazaya ulaştık.
- Türkiye’de kaç mağaza oldu?
- 40 dolayında. Ukrayna’da da mağazalarımız var.
Notlarından bir veriye daha baktı:
- Marks&Spencer’ın dünyadaki büyümesi sadece yüzde 1.8. İngiltere dışındaki büyümesi yüzde 12.
- Ya Türkiye, Rusya ve Ukrayna?
- Biz her yıl yüzde 30 büyüyoruz.
- Marks&Spencer’ın size emanet etmek istediği başka ülkeler var mı?
- Aslında çevre ülkeleri vermek istiyorlar ama biz kontrollü büyümeden yanayız.
- Marks&Spencer’dan sizin elde ettiğiniz ciro ne kadar?
- Bu yıl 300 milyon dolarla kapatacağız sanırım.
Elindeki notlara bakıp, bir noktanın altını çizdi:
- Marks&Spencer’ın verileri bile dünya ekonomisinin yönünün nasıl değiştiğini çok iyi ortaya koyuyor.
- Marks&Spencer’la oğlunuz Murat Özyeğin mi ilgileniyor?
- Her şey Genel Müdürümüz Oya Şener’e emanet. İki ayda bir bize rapor verir, yeni mağaza planlarını paylaşır. İnanır mısın, 4 yıldır Marks&Spencer Genel Müdürlük binasına uğramıyordum. Daha geçen gün Murat’la birlikte gittik.
Hüsnü Özyeğin’i Türk bankacılık sektörünün “genel müdürlükten banka patronluğuna uzanan önde gelen ismi” diye biliyorduk.
Şimdi bu ünvanına bir de perakende sektöründeki parmak ısırtan yükselişi eklediği görülüyor...
Türkiye, Rusya ve Ukrayna’da 72 Marks&Spencer mağazasına ulaşıp, 300 milyon dolarlık ciroyu yakalaması da bunu gösteriyor.
İyi bayramlar...

VAHAP MUNYAR

Diesel - Gonna Be Banned?

14 Kasım 2010 Pazar

Louis Vuitton, Deng Xiaoping ve Atatürk

YUKARIDA saydığım üç isim arasında bağlantı kurmakta zorlanabilirsiniz.

Haklısınız.
Ancak üç, dört gün önce Louis Vuitton Bağdat şubesinin açılması nedeniyle bir öğle yemeğinde bir araya geldiğimiz ünlü markanın Başkan ve CEO’su Yves Carcelle’in neler anlattığını okuyunca bağlantı kendiliğinden çıkacak ortaya.
Yeri gelmişken hemen belirteyim.
Carcelle benim hayatımda gördüğüm en güler yüzlü, en sıcak, en mütevazı adamlardan biri.
1989 yılından beri Louis Vuitton’un başında.
LVMH’in patronu Bernard Arnault’nun sağ kolu olarak grubun stratejisinin belirlenmesinde Donna Karan, Fendi gibi ünlü markaların satın alınmasında, yeni tasarımcılarla işbirliğinde payı büyük.
Louis Vuitton’un bu yılı 30 milyar Euro ciroyla kapatacak olmasında da tabii ki.
Carcelle nicedir, vaktinin büyük bir bölümünü cironun büyümesine büyük katkıda bulunan Asya pazarlarına harcıyor.
Örneğin, Japonya’da 57, Çin’de 35, Hindistan’da sadece üç mağazaları var.
Vietnam, Kamboçya’da yatırım planlanıyor.

ATATÜRK’TEN ETKİLENDİ

Louis Vuitton, 1992 yılından beri Çin’de.
Carcelle bu ülkeye yatırım kararı almadan önce, Çin açılımının mimarı Deng Xiaoping ile 1980’li yıllarının başında yakından tanıyan yazar - siyasetçi arkadaşına akıl danışmış.
Söz konusu arkadaşın Deng Xiaoping ile ilgili Carcelle’e aktardıkları bizim açımızdan son derece ilginç.
Deng Xiaoping, dünyadaki ünlü liderlerin hayatları, icraatlarıyla ilgili yüzlerce kitap okumuş.
En fazla etkilendiği liderlerden biri Atatürk.
Carcelle’in dostuyla sohbette “Atatürk’ün devrimleri Türkiye’yi dönüştüren müthiş atılımlar. Örneğin Latince alfabeye geçiş. Aynı şeyi ben de Çin’de uygulamak isterdim. Ne var ki, Çin’in çok fazla lehçesi var. Bunları birarada tutan şey alfabemiz. Dolayısıyla alfabeyi değiştiremedim” diyor.
Carcelle, Deng Xiaoping’in bu vizyonundan etkilendiğini gizlemiyor.
“Kendisine Atatürk’ü örnek alarak alfabeyi değiştirmeyi göze alan bir liderin Çin’e parlak bir gelecek hazırladığını düşündüm ve Çin’e yatırım kararı aldım” diyor gülerek.

ABHAZYA’YI SORAN CEO

Louis Vuitton’a adımını attıktan üç yıl sonra ve Deng ölmeden beş yıl önce (Çinli liderin ölümü 1997), rotayı Çin’e çevirmiş.
Vuitton’un burada her yıl yüzde 40 büyüdüğünü gözönüne alırsak ne denli isabetli bir karar almış olduğu ortada.
Carcelle ile sohbet bir şeyi daha gösteriyor. Sermaye gerçekten siyasi istikrar peşinde.
Carcelle gibileri gidecekleri ülkelerin “siyasi tablosunu” çok çok iyi izlemek zorundalar.
Şaka değil milyonlarca dolarlık yatırım söz konusu.
Örneğin Louis Vuitton şimdi Soçi’de bir mağaza açmak hazırlığında.
Yves Carcelle, Soçi’ye 20 kilometre uzaklıktaki Abhazya’da olup bitenlerle yakından ilgili.
Gürcistan-Rusya-Abhazya dengelerini izliyor.
Masanın etrafındaki bizlere Abhazya’yı soruyor.
Rusya’nın bu özerk bölgeye karşı nasıl bir politika izlediğini anlamaya çalışıyor.
Günümüzde Vuitton gibi dev bir markanın CEO’su olmak, hesabın, kitabın yanısıra dünya gerçeklerini kavramayı da gerektiriyor.

Gila BENMAYOR