.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
..
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
KİTAPTAN:
.
.
.
.
.
.
.
"Oysa ihtiyarlamak, hiç utanılacak bir durum değil, üzülecek bir durum da değil. Bernard Shaw, yaşını açıkca söyleyen bir kadından korkulması gerektiğini; çünkü bunu açıklayan bir kadının her şeyi açıklayabileceğini söyler.."
.
.
.
.
.
.
.
.
.
"İhtiyarlığın bundan çok daha büyük nimeti cinsel devreden çıkmaktır. Doksan yaşına varan Sofokles'e kadınlar, aşk, bedensel hazlar filan bittiği için üzülüp üzülmediğini sormuşlar. Ne üzülmesi demiş Sofokles. Zalim bir efendinin elinden kurtulup sonunda özgürlüğene kavuşan bir köle kadar mutlu hissediyorum kendimi."
.
.
.
.
.
.
.
"Necip Fazıl, Urganı seç dedi. Urgan ne demek? diye sorduğumda, Anadolu'da ip anlamına geldiğini açıkladı ve kahkahalar atarak, solculuğundan ötürü günün birinde nasıl olsa asılacağın için, bu soyadı sana ayrıca uygun diye ekledi."
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
"Cahit Sıtkı Tarancı çok içtiği halde, sarhoşken tatsızlık çıkarmazdı. Ancak içinde biriken ve hiçbir zaman açığa vurmadığı acılar onu ölüme iterdi sanki. Beyoğlu'ndan geçen tramvayların önüne atardı kendini. Her bir taraf tramvayın siren sesleriyle çınlarken, adaşı uzun boylu Cahit, fırlar, ufak tefek Cahit'i yaka paça yakalayıp, kaldırıma taşırdı."