27 Kasım 2010 Cumartesi

24 Kasım 2010 Çarşamba

Red Then Yellow..Louboutin

24 Kasım



annecim sana bir öğretmenler gününde daha victoria's secret'in alli-pullu, leoparlı-zebralı, kristalli-mücevherli, dantelli-mantelli ve transparan donlarindan alamadim. affet beni.. hayirsiz evladim biliyorum..

sen mustafa's secret'sın..sen benim baş meleğimsin..gerisi traş...

21 Kasım 2010 Pazar

Nedim Gürsel - Gemiler De Gitti




KİTAPTAN



"yalnızlık içimde bir ikinci insan oldu artık, bana kendini sevdirdi. alıştık birbirimize. 'ben hangi şehirdeysem/yalnızlığın başkenti orası'. uzun süre cemal süreya'nın bu dizeleriyle dolaştım kentleri..."




"bilirim uludağ'ın eteklerinde kötü eser lodos, insanı -hele kadınsızsa- çileden çıkartır. bir süre dolaşıp durmuştum oralarda, sarışın bir kadınla Nazım'ın kaldığı hapishanenin fotoğraflarını çekmek için..."



"geri dönmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı..."




"gemiler de teker teker gittiler, kadınlar gibi. oysa alışmıştım onlara..."




"atinalı ressam parhasios, yaşlı kölesine işkence yaparak zincire vurulmuş prometeus'un portresini daha iyi yapabileceğini sanıyordu. o, modelinin acıdan gerilmiş yüz çizgilerini resmederken, cellat çivi çakmaktaydı kölenin ayaklarına. sonunda, can vermeden önce 'ölüyorum parhasios!' diyebilmişti köle. ressamın yanıtı kısa, ama anlamlıydı. 'evet, tamam! kıpırdama sakın, öyle kal!'..."



"kuyumcu selahaddin'e rastlayıncaya kadar şems'ten haber getirdiğini söyleyene üstünde başında ne varsa bağışlıyordu mevlana. sonra haber yalan çıkınca hiç üzülmüyor, kendisini uyaranlara, 'ben yalan habere sarığımla giysilerimi verdim, doğru olsaydı canımı verirdim.' diyordu..."