28 Mayıs 2011 Cumartesi

Hakan Günday - Az****





KİTAPTAN:



"Babası yoktu. Gitmişti. İstanbul'a. 12 yıl önce. Annesini hamile bıraktıktan 4 gün sonra. Bir daha da dönmemişti. Ama en azından insaflı davranmış ve karısını yalnız değil, hamile bırakmıştı."



"Allahın, imamın ve iki şahidin huzurunda evlenmişler, dolayısıyla herkes gidince geriye bir de Allah kalmıştı."



"Manzaradan değildi cam kenarını sevmesi. Yanında bir insan az olması demekti. Öğreniyordu Derda. Ne kadar az, o kadar iyi!"



"Doğuyla Batı arasında ne oluyorsa, Derda'yla Stanley'nin arasında da o oldu: Tehdit ve teklif. Ceza ve ödül. Umursamazlık ve şiddet. Sadizm ve mazoşizm."





"...Çünkü eğer bu dünyada bir yerlerde, insanlar çocukları bombalıyorsa, bunu bilmeye gerek yoktu. O dünya zaten yanmış çocuk eti kokardı. Eğer bir yerlerde, başka çocuklar açlıktan geberip gidiyorsa, bunu da bilmeye gerek yoktu. O dünyanın zaten açlıktan nefesi kokardı.."






"...önce çocuklar ebeveynlerine sonra ebeveynler onlara, önce geçmiş geleceğe sonra gelecek geçmişe, önce doğa insana sonra insan...Önce ölüler hayattakilere sonra hayattakiler...Sırayla...Birbirlerine...Acı ve zevk verip...Sonsuza kadar...Mutlu...Dolce Vita, amına koyayım!"






"....kazandığı parayı da kokaine harcamakta bir sakınca görmemişti. Ben dünyaya gidemiyorsam, dünyayı ayağıma getiririm deyip çektiği kokaine..."




"Kadın birden acıdı Derda'ya.. Ağlamaktan gülmeye geçiş hızında rekortmen bir coğrafyanın tohumu olarak, nefretten acımaya da bir saniyenin altında yolculuk etmişti."



insanın beynini aşağıdaki slayer parçası gibi çivileyen ender kitaplardan...muhtemelen, kitaptaki rainin blood'a ithafta bu sebepten yapılmıştır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder