Moda ciddi bir değişimin eşiğinde. Müşteriler artık dinlenmek, önemsenmek, ciddiye alınmak istiyor. Bunun farkına varan markalar da takipçilerine Facebook, Twitter gibi sosyal ağlardan ulaşıyor. Moda, hayatını sosyal ağlarda sürdürüyor
Geçen haftanın en ilginç moda haberlerinden biri, 'Jimmy Choo avı'ydı. Ünlü ayakkabı markası Londra sokaklarında bir yarışma başlatmıştı. Twitter, Facebook ve FourSquare üzerinden takipçilere ipuçları verilecek, modaseverler de dakikalar içinde belirtilen yerlere gidip bir çift Jimmy Choo sahibi olacaktı. Jimmy Choo yarışma veya kampanya için sosyal medya sitelerini kullanan ilk marka değil. Facebook kullanıcılarının sayısı 100 milyonları geçtikçe, devlet başkanları bile Twitter'a kayıtsız kalamadıkça modanın ibresi de bu yöne doğru kaymaya başladı. Amaç sadece internet başında saatler geçiren yeni nesle ulaşmak değil. Facebook ve Twitter'daki marka patlamasını ekonomik durgunlukla kesilen reklam bütçelerinden bilmek de doğru olmaz. Geçen hafta ünlü trend analiz servisi WGSN'in Avrupa direktörü Sally O'Rourke, Türkiye'deydi. O'Rourke marka temsilcilerine önümüzdeki iki yılın öngörülerini özetlerken, en çok önemsedikleri şeyin altını çizdi: "Moda çift yönlü bir diyalog haline geliyor. Müşteriler markaların onlara bir şeyleri dikte etmesini istemiyor. Onların da söyleyecekleri var. O yüzden de dinleyen ve bunun en önemli aracı olan sosyal medyayı kullanan markalar uzun vadede en çok kazananlar olacak." Önümüzdeki sezon kampanyasının yüzlerini internetten global bir oylamayla seçen Benetton da aynı fikirdeydi. Markanın yöneticisi Alessandro Benetton, "Yeni nesil artık kendilerine söylenen markayı almak istemiyor. Daha çok araştırıyor ve bambaşka iletişim araçları kullanıyorlar," derken, geleneksel medyadan internete doğru kaymakta olduklarının sinyallerini veriyordu.
DVF: İNTERNETİ GÖRMEZDEN GELMEK DELİLİK
Sosyal medyaya alışmaya çalışan markalar önce bir blog fırtınası yaşadı. İki trendy kıyafet giymiş herkesi 'moda bloggerı' diye el üstünde tutmaya çalışanlar konumlama açısından biraz darbe yedi tabii. Fırtınadan yara almadan çıkanlar ise kendi mecralarını oluşturarak modaseverlerin nabzını tutmaya devam ediyor. Marc Jacobs şirketinin başkanı Robert Duffy, New York Moda Haftası boyunca Twitter'dan anı anına bütün hazırlıkları bildirdi. Gün geldi, defilenin yapılacağı mekanı bile takipçilerine sorar oldu. "İnterneti görmezden gelmek delilik," diyen tasarımcı Diane von Furstenberg de Twitter'ın gediklilerinden. 60 bin takipçisi olan Furstenberg gittiği tatillerden yeni koleksiyonunun hazırlıklarına kadar birçok şeyi Twitter'dan paylaşıyor. Bu sayede internet sitesinin takipçi sayısını da yüzde 15 artırmış. Bilgi arsızı yeni kuşak müşteriler, tasarımcının defile sonrası selamıyla yetinmek istemiyor artık. Tasarımcı, olmazsa en azından marka, onları ciddiye almalı, diyalog kurmalı. Bir de iş yapmanın yeni gereği olan transparanlık özelliğine sahip olmalılar. Kim, nerede, ne üretiyor, nasıl yapıyor, nasıl satıyor, bilinmeli. Bir ürünle ilgili şikâyetiniz mi var? Müşteri destek hatlarında sefil olmamalısınız; Twitter veya Facebook'undan 'ilişki içinde' olduğunuz marka size hemen geri dönmeli. Müşterileriyle ilişkilerini değiştirenler yanlızca yabancılar değil. Türk markalar da sosyal medyanın nimetlerini keşfediyor.
YAPRAK ARAS ŞAHİNBAŞ tan alinti yapilmistir.
A New Page
5 yıl önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder