7 Aralık 2011 Çarşamba

Mine Söğüt -Deli Kadın Hikayeleri*****






KİTAPTAN:




‎"...belki de banyo?banyo olmalı.mutfak olmamalı.hicbir ev kadini kendini mutfakta asmaz.yemeklere yas sıcratmaz.."





"Yetmiş yedi yılda üç yüz yirmi bir tane şarkı öğrenmişim. Şimdi ben ölünce ne olacak onca şarkı kuzum? Sen biliyor olmalısın, daha önce ölen çok insan görmüşsündür. içlerinden şarkı çıktı mı hiç ölülerin doktorcuğum? Bir ses, bir mırıltı, bir kıpırtı? Dans gibi mesela? O bile bir şeydir. Tam ölürken içimdeki şarkılardan birinin kıpırtısını hissetsem.
Lemon tree...very pretty and the lemon tree flower is sweet..."






"Beni öldürmek isteyen hayat, muhteşemdir."





"Odunlukta üç çingene kedi, yedi de kürt kedi.. karşılıklı sırtlarını kabarttılar. 'Herkes kendi dilini konuşsun ama birbirinizle Türkçe konuşun!'diye tısladı duvarlar..."








"Geceleri ben ağır, çok ağır bir taşın altında uyurum.
Gündüzleri hafif, çok hafif bir yaprağın ucunda yaşarım.
Gece beni taş ezer
Gündüz rüzgar devirir.
Kanadıkça kanarım.
Hayallerimi o yüzden kanla yazsarım."





"...artık yaşlanmaya başladığı için bir süre sonra sokaklarda para kazanamayacağını sezen, bir deri bir kemik hüzünlü travestiye de hiç benzemiyor..."






"Uzun süredir karaya ayak basmamış kuzeyli bir denizcinin bir kadına kaba ama sevgi dolu sarılışlarını anımsattı bana o haliniz. Sorarsa, hayır diyeceğim, ne kuzeye gittim, ne bir denizciyle dans ettim. Ama eskiden çok film seyrederdim, diyeceğim."

2 yorum: